17 Mart 2014 Pazartesi

Bir Tatlı huzur: Bozcaada

Şu ölen çocuklar var ya
Sana bana dünyaya....

İlikleriniz donduğunda kışın
Bir kaşık umut gerektiğinde
O şişe gelecek aklınıza
Pencerenin önünde duran
Güneşte
Gelincik...


Bozcaada ile ilk tanışmamı dün gibi hatırlıyorum.

Nasıl duyduğumu neden orayı tercih ettiğimizi hatırlamıyorum ama adayı ilk gördüğüm anı hiç unutmuyorum. Zor bir yolculuktan sonra ulaşmıştık. Yolculuk kısmına değinirsek ilk gidişimde çok heyecanlı olduğumdan anlayamamıştım ama sonrakilerde artık bir an önce varmak istemenin sabırsızlığı mıdır bilmiyorum o yol bitmek bilmiyor.

Ama vapur adaya yaklaşmaya başladığı anda adanın tüm huzuru içinize doluyor adeta.



Eski yıllara göre artık çok kalabalık olduğunu ve tadının kaçtığını söylese de ada halkı, hala huzur kokuyor daracık sokakları.

Feribottan indikten sonra sizi ilk karşılayan meydandaki çınar ağacı oluyor. Çınarın altında yıllardır bir kahve var. Herkes adaya basar basmaz ilk kahvesini burada yudumluyor, evet bu bir kural:)

Eskiden kahvenizin yanında 1 dal sigara ve likör ikramı da vardı ancak geçtiğimiz yaz bu ikram sonlanmıştı. Gelen misafirler arttıkça sanırım ne sigara ne de likör yetiştiremediler..





Kahvelerinizi yudumladıktan sonra pansiyonunuza doğru yol alıp inanılmaz sevimli odanıza yerleşebilirsiniz. Adadaki tüm pansiyonlar birbirinden sevimli ve tatlı. Bizim kendi aramızda  evimiz dekorasyonu ile ilgili hep bahsettiğimiz Bozcaada konsepti var ki her yerin mavi beyaz olduğu deniz ile ilgili bir sürü aksesuarın bulunduğu odalardan geliyor bu konsept merakımızJ

Eğer deniz insanıysanız ve denize girmek istiyorsanız herhangi bir pansiyonda kalabilir ve gününüzü adanın büyük ve güzel plajında geçirebilirsiniz. Suyun soğuk olduğunu söylememe gerek yok heralde;)



Pansiyonda kaldığımız zamanların aksine adada adını sık duyduğumuz manzarasının çok güzel olduğu söylenen bir otel vardı ki her seferinde iyi ki o otelde kalmışız diyoruz.: Ada Bacchus Otel. Adanın biraz tepesinde yer alıyor, adada bildiğim kadarıyla havuzu olan 2 otelden biri. Ama misafirperverliği, yemekleri, manzarası, odaları ile gerçekten son derece huzur dolu bir otel. 




Ada deyince akla bir şarap bir reçeller geliyor açıkçası. Birbirinden farklı şarap seçenekleri sizleri bekliyor adada. Ama reçeller inanılmaz… Aklınıza gelecek her şeyin reçeli var. Kavun, karpuz, şeftali, kestane, portakal, iğde, üzüm, domates, gelincik.. Bunlar sadece aklıma gelenler. Reçel sevmeyen biz, o reçelleri nasıl yedik size anlatamam ayrıca dönerken de 2’şer kavanoz aldık ki mutlaka sizde almalısınız hatta eşe dosta da almalısınız inanın çok sevineceklerdir:)





Güzelim havada mis gibi kahvaltınızı yapıp denizde yada havuzda harika vakit geçirdikten sonra akşam üstü çayınız ve kurabiyeleriniz için  tabi ki de Çiçek Pastanesi’ne gitmelisiniz. Damla sakızlı ve bademli un kurabiyelerinde tatmayan Bozcaada’ya gittim kesinlikle dememeli.. 


Yel değirmenleri, sahilde yenen balığı, o rüzgarlı ama muhteşem havası ile Hafta sonu kaçamaklarında tadı damağınızda kalan ada huzur arayanların gerçekten uğraması gereken bir yer.
Özellikle de yaz sonunda yada yaz başlamadan yani ada çok kalabalık olmadan…Unutmadan güneşin doğuşunu ve batışını ada da izlemeyi unutmayın,..








Kocaman gülücükler yüzümüzden hiç eksik olmasın:)

12 Mart 2014 Çarşamba

Bi küçük Eylül Meselesi var, Halledemediğim...


Ne çok şeyden korkuyoruz, Bağlanmaktan, sevmekten, aşktan, değişikliklerden.Oysa nasıl kayıp gidiyor zaman ellerimizden. Getirebilir miyiz dünü, dünü boşver yarım dakika önceyi.
Kıymetini bilmek lazım..herşeyin..
Hayatımızın, elimizdekilerin, sevdiklerimizin, dostlrımızın, yanımızdakilerin, uzaktakilerin, dost gibi görünüp fesatlık yapanların, her anın kıymetini bilmek lazım. 
Çok geç olmadan sevdiğimizi söylemek, bir çırpıda dönüp gitmemek, yaşamaktan korkmamak, anın tadını çıkarmak lazım..
Nerden esti dimi bunlar.. Bi küçük Eylül Meselesi izledim az önce ve filmden çıkar çıkmaz taze taze yazmak istedim.
Ne kadar etkilendim anlatamam.
Bozcaada mıydı beni etkileyen, Farah Zeynep mi bilmiyorum, çok mu özel, çok mu güzel bir filmdi onu da bilmiyorum. Ama etkilendim işte,hemde çokk..
Son 2 yaz içerisinde belki 10 kere gittik Bozcaada'ya. Geç bulup hiç kaybetmek istemediğimiz yer oldu orası. 
Ada öyle güzel gösterilmiş ki filmde,en güzel yerlerine, en güzel tatlarına yer verilmiş.
Farah Zeynep'in oyunculuğuna söz zaten yok. Parlayan yıldız, demedi demeyin daha çokkk tutar bu kız.Engin Akyürek Zaten başarılı.
Filmde ne anlatılıyor bahsetmeyeceğim tabi ki mutlaka gidin hele ki kapkaranlık günler yaşadığımız şu zamanlarda belki bir nebze güzellik katar içinize.
Ve unutmayın: Aşık olun..Sevdiklerinizle olun..Sevdiğinizi söylemekten korkmayın..Dostlar edinin..Eğlenin..Gezin..Okuyun..İzleyin..Yiyin..Dans edin..Yüzün..
Halledemediğiniz Eylüller, Ekimler,Kasımlar kalmadan hayatınızda, elinizden kayıp gitmeden hayat, hayata dair yaşanacak herşeyin tadına varın:))
Kocaman gülücükler yüzümüzden hiç eksik olmasın:))


9 Mart 2014 Pazar

Momiji Aşkına:)

Son zamanlarda her yerden kendileri çıkıyor desek abartmış olmayız herhalde, özellikle de instagram sayesinde...

8 cm. boyunda ve el boyaması olan bu bebekler aslında birer oyuncak değil sevgiyi yaymak amaçlı kullanılan birer hediye.

2005 yılında üretilmeye başlayan ve her biri farklı karakterlere sahip bu bebekler altındaki mesaj saklama haznesi ile inanılmaz güzel bir hediye. Fiyatları ise 40-70 TL arasında değişiyor. 

Bebeklerin altında bir mesaj saklama haznesi bulunuyor, istediğiniz notu ufak bir kağıda yazıp bebeğin içine saklıyor sonra da istediğiniz kişiye hediye ediyorsunuz:)

Tabi fanatikleri de dolu momijilerin.. Onlarca bebeğe sahip olup bu bebekleri yanlarından ayırmayan ve çeşitli konseptler ile fotoğraflarını çeken kızları sokaklarda görmeniz mümkün:))

Hatta sizde momiji sahibi iseniz bebeğiniz ile çekeceğiniz güzel bir fotoğrafı instagramda "momijisevgiyiyay27" etiketi ile paylaştığınızda her ay, ayın birincisi seçiliyor ve bu birinciye bir bebek hediye ediliyor.

Ben bebek miyim diyen kızlar ile bu bir hastalık onlarca momijim var hala doyamıyorum diyen kızlar olarak 2'ye ayrılan bu momiji sevdasında siz hangi taraftasınız????

İşte benim en sevdiğim momijiler:










Kocaman gülücükler yüzümüzden hiç eksik olmasın:)

4 Mart 2014 Salı

Hem uzun hem de Sağlıklı Saç mı, artık Hayal Değil:)

Saçlarını kısacık kestirdikten sonra bu durumdan sıkılıp bir an önce uzamasını isteyenlerden misiniz, o zaman bu formül sizin için.

Saçlarımı kısacık kestirdikten sonra pişman olan ben bir sürü bakım yağı, bir sürü serum denedim hatta kuaförlere milyonlarca para verip bakımlar yaptırdım. Tabi ki işe yaramadı. 

Şimdi bahsedeceğim formül ile çok para harcamadan hem hızlı uzayan hem de bakımlı saçlara sahip olmanız mümkün..

Malzemeler: 





* Sinameki
* Bemiks Ampul
* Tatlı Badem Yağı
* Biraz sabır
* Biraz zaman

Yapılışı:

1 tutam sinamekiyi ( 1 tutam yaklaşık 10 yaprak) yarım çay bardağı suda kaynatıyoruz. Hafif fokurdadığında alıp soğumasını bekliyoruz. Soğuduğunda süzüyoruz ve içine kendi kapağı kadar tatlı badem yağı ve 1 adet Bemiks Ampul ilave ediyoruz ve iyice karıştırıyoruz. Sonra da bu karışımımızı saç diplerimize uyguluyoruz.

Burada önemli olan mümkün olduğunca uzun süre saçımızda tutmak. (3-4 saat kadar)
Bu karışımı 8 hafta boyunca haftada 1 defa uygulayıp 2 hafta ara veriyoruz.

Dediğim gibi biraz zaman ve biraz da sabırla istediğimiz uzunlukta saçlara sağlıklı şekilde sahip olabiliriz.

Kocaman gülücükler yüzümüzden hiç eksik olmasın:)

3 Mart 2014 Pazartesi

Kırmızı Halıdan Geçen Kuğular - Oscar 2014

Aylardır beklenen Oscar törenleri dün gece gerçekleşti. Kimlerin ödül kazanacağı elbette önemliydi ama herkesin ekranlara yapışmış olmasının asıl nedeni kim hangi tasarımcının hangi elbisesini giymiş merakıydı..

Birbirinden güzel kadınlar birbirinden iddialı tasarımcıların kıyafetleri ile kırmızı halıda adeta kuğu gibiydiler.

Kimlerin kazandığı kısmına daha sonra geliriz şimdi merakla beklenen kıyafetleri inceleyelim:)


Camilia Alves pudra rengi Gabriela Cadena elbisesi, Charlotte Olympia ayakkabıları ile son derece zarif bence.



Charlize Theron muhteşem fiziğine inanılmaz yakışan Christian Dior elbisesi, Harry Winston mücevherleri ile her zamanki gibi sade ama iddialı.



Henüz 23 yaşında olmasına rağmen yıllarca kırmızı halıda ürüyen birçok isme taş çıkartan Emma Watson yaşına ve vücuduna çok uygun Vera Wang elbisesi ile tüm dikkatleri çeken isimlerden biriydi.



Şimdiye kadar hiç başarısız tercih yaptığını görmediğim Kate Hudson Atelier Versace elbisesi ve Neil Lane mücevherleri ile muhteşem gözüküyor gerçekten.




Jennifer Lawrence Oscar törenlerinin talihsiz kadını malesef ki, uzun kuyruğu 

yüzünden bu sene de aynı olay başına geldi ve kırmızı halı yürüyüşü esnasında yere 

düştü.

Dediğim gibi nazar. 

Lawrence'de bu yıl Dior şıklığını tercih eden isimlerden biri. Takılar Neli Lane çanta 

ise Ferragamo.





Yürümek oldukça zor olan Johanna Johnson elbisesi, Ashlyn'd çantası ile ve yüzüne 

çok yakıştırdığıım saç modeli ile Maria Menounos kırmızı halıdaki en zarif 

kadınlardan biri.



49 yaşında olduğuna inanılmayacak bir fiziğe sahip Sandra Bullock, Alexander 

McQueen elbisesi ve Lorraine Schwartz takılarıyla katıldı geceye.





Ödül töreninde elbisesinin hakkını kesinlikle verdiğini düşündüğüm isim Lupita 

Nyong'o. Siyahi bir çok isme nazaran o kendine hangi rengin ve modelin yakışacağını 

çok iyi bilen isimlerden biri. Tarzını her zaman çok beğendiğim Lupita Nyong'o için 

ayrıca bir post hazırlamaya değer açıkçası. Dün akşam ise Prada kıyafeti ile gecenin 

en güzel giyinmiş kadınlarından biriydi kesinlikle.





Yıllar geçse de onlar popülerliklerinden hiçbir şey kaybetmiyorlar. Gecenin en ilgi 

gören ismi tabi ki Brad Pitt ve Angelina Jolie çiftiydi. Jolie, Elie Saab tasarımı elbisesi ile 

muhteşem gözüküyor.


Son olarak ise gecede Ellen DeGeneres'in çekerek twitter hesabına koyduğu ve yapılan retweetler ile 2 milyondan fazla paylaşılan fotoğraf ile geceye veda ediyoruz..


Kocaman gülücükler yüzümüzden hiç eksik 

olmasın:)